Bozcaada'ya giderken gemide, otobüste insanların elinde Bozcaada Öyküleri kitabını görüyorum. İki üç satır okuyup uzaktan gördükleri boz tepelere dalıyorlar. Bu, bir yörenin tarihçesini okumaktan başka bir şey. Bu, bütünleşme isteği. Edebiyatın merakı körüklemesi, bir öykünün peşinden gitmesi güzel bir şey. Balantine'ın Mercan Adası'nı okuyup denizaşırı ülkelere atılma heveslerim geliyor küçüklüğümdeki.
Öykünün kendi kurgusal gerçekliğinden yarattığı imajı, mekanın gerçek görüntüsü ile cilalamak bambaşka bir bileşime götürüyor bizi. Bozcaada Öyküleri, Olimpos Öyküleri(Basılıyor), Kelebekler Vadisi Öyküleri(Öyküleri belirlendi) Türk Edebiyatında plaza insanlarının yarattığı bir açlığa hitap ediyor. Okuyan insanlar, alternatif tatil yörelerine gitmek, gittiklerinde de o büyülü atmosferi edebiyatla duyumsamak istiyor artık. Geçmişin rakamlara bağlanmış kuru tarihçesi tatmin etmiyor. Yitik Ülke, bu boşluğu dolduruyor işte. İnsanların maceracı yanına, çocuksu yanına hitap ediyor.
1 yorum:
Enfes bir tadı var edebiyatla coğrafyanın ve mekanın birleşmesinin.
Kelebekler Vadisi'ni merakla bekliyorum :)
Yorum Gönder