Hiç bir şey olamamış çok şeyim. Bu şey sözcüğünü icat edenin ellerinden öpmeliyim.
Ters yüz ettim kendimi. Kaldırdım baktım altına, altına süpürmüşüm çaktırmadan hatalarımı bedenimin.
Çıkardım zırhımı. Çıkardım... Çıkardım... Sıkıldım ve korktum. Sonu yok Matruşka yüreğimin.
Gururumu çiğnedim. Şişirip balon yaptım, patlattım. Çok zevkli! Size de tavsiye ederim.
Devingen bir yüzü var çocukluğumun. Bir bakıyorum yaprakların ucundan
damla damla ağlıyorum, bir bakıyorum uçurtma kuyruklarına bel bağlıyorum.
İlle de bir kulp takacaksanız; korkmadan söyleyin, Çocuk'um.
Hayatı ciddiye almadım. Ama o beni ciddiye alıyor. Sorulmamış sorularımı doğuruyorum, şiir sanıyor, deli!
Ahlak, ayak izlerini bırakmış. Onlara basmadan edemiyorum. Vicdan köpeğini salmış, hırlıyor. Boğuşuyoruz arada bir ...
Yanar-döner değer yargıları, gözümü kamaştırıyor lüfer gibi. Ağıma takılıyor biri. Tutturup gidiyorum deli kızın türküsü gibi her gün birini.
Kelimeler ne zehirli, ne içten, ne oynak, ne deli... Sürtüyorsun birbirine, yangın çıkıyor. Söndürün bin akıllı, hadi!
Şiir dünyası, aklımın sürgün yeri. Hatırlamıyorum, onlar mı sürdüler, ben mi geldim içinize geri.
1 yorum:
yakmaya devam et...
lütfen
Yorum Gönder