Oturdum ve sordum kendime: Ben senin neyinim? Kimim? Çentikler attım ağaca ve topladım kauçuk nedenleri avuçlarıma.
"Kendi içinden mektuplar gönderen" büyümeyen ellerinim ben senin. İsimsiz "duygularının harman yeriyim." "Bakışlarınla sulanıp açılan yediverenim." Uzun ve yorucu yokuştaki "mola yerinim." Sana "hayatı kolaylaştırmak" üzerine benim yeminim.
Oturdum ve sordum ağaca: Sen onun "dünyasısın" dedi bana. Oysa hep senin uydun sanırdım kendimi. Baktım, eliptik bir yörüngedesin. Çabalasan da "merkezkaç kuvvetimden" kaçamıyorsun.
Oturdum, sordum. Senin "katmanlarını" soydum. Anlamayı ummuyordum.
Bir kapı araladın Kanlıca'da çıkmaz bir sokaktan gelen "Uzun bir labirent" buldum. Bilirsin sabırlıyımdır, bıkmam. Bir "yürümektir" tutturdum yüreğinin sesiyle meraklı bir çocuk gibi.
"Ben hala sende yürüyorum".
1 yorum:
"Çabalasan da "merkezkaç kuvvetimden" kaçamıyorsun. "
çok beğendim bu kısmın süperdi:)
Yorum Gönder