dolu bir haftasonu geçirdim -ütülerle dolu- hehe
ama bol bol film de seyrettim derken cumartesi akşamı çoktandır bozuk olan laptopum artık tamamen göstermez oldu bir şey çok moralim bozuldu sevdiğim arkadaşımla yazışamayacak film izleyemeyecektim üzücü evet ama bi yer bulup yaptıracağım umarım çok pahalıya malolmaz
bloguma baktım da giderek edebi bi blog olmaya doğru gidiyo kendime hakim olmam lazım bu blogun amacı bu değildi ama naaapim kasmıyorum onları da eklemek lazımdı
kimseler okumuyor blogumu kimseler yorum yazmıyor giderek yazma şevkimi kaybediyorum milletin blogları yorum dolu acaba gidip bi kaç yorum mu çalsam:) izlediğim en az 15 blog var çoğu benden bihaber oysa insan yalnız olmadığını benzer hislere sahip isimsiz dostlardan yorum almayı bekliyor -yaw ben ne zaman cool olabiliceem?-
neyse son seyrettiğim filmlerden birinden bahsedeyim: Jumper şimdi burada yakışıklı bi abimiz var -gözdelerimden biri Hayden Christensen- bööle zamanda oraya buraya kolayca zıplıyo ne güsel:) hep yapmak istediğim şey aynı boş oda dizisindeki gibi -ama tabiii nerde ööle 3 kuruşa 5 köfte- kötü amcalar peşine takılıyo bla bla blaaa...
şimdi filmden accuk arak yapalım da gösünüs şenlensin
bu arada yeni bi izleyici kazandım şu an: çok tşk noneless "bak senin için arka planımı bile değiştiriyom"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder