29 Mart 2011 Salı

Lönk!

gerçeği yalnızca gerçeği yazacağıma yemin etmiyorum:) tanıdık okursa diye çekinceniz yok mu sizin (hatta 60lı yıllar jargonuyla kuzum?) insanla uğraşmak zor. astınla, üstünle, müşterinle vs en güzeli kapalı yazmak. ooh! anlayan anladı:P ne uğraşçaam şuna sinir oluyom buna sinir oluyom diye açıklama yapmakla. sistem bööle. öyleyse yorma kendini! di mi ama?

28 Mart 2011 Pazartesi

Kısa kısa

- En korktuğum ağrıyı tattım. Diş ağrısı:( Düşma başına... -Bugün hatırladım, küçükken saatlerin 1'de 1 saat ileri alınması gereken günde annem saat 10'da alınca çok korkmuştum. Korkularla büyütüldü bizim nesil. En çok da annebabaya laf getirme korkusu ile. (İyi bişii ahlaklı olmamız açısından ama ya özgürlük ve özgüven?) -Cinsellik olmazsa aşk olur mu? -Bir askere tecavüz edilmiş arkadaşları tarafından. Bugün Radikal'de okudum. 3 çocuğun katili de bulundu. Kıyaslanır mı? -Mickey Rourke'un Şampiyon filmini izlemeyi erteliyordum. Keşke ertelemeseymişim. Çok başarılı. Facebook'u da seyrettim. Para ve nefret hırsı körüklerse, dostluk ve güveni öldürür mü? -Rus ruleti tehlikeli mi zevkli mi?

24 Mart 2011 Perşembe

-mış gibi yapmak...

Zaman zaman içimden sevdiğim işi yapabilseydim neler olurdu diye geçirdiğim olmuyor değil. Hiç bilemeyiz. Belki de sandığım kadar yetenekli olmayacaktım. Sanatçı yerine zanaatkar olup çıkacaktım. Hayat nerelere savuracaktı kimbilir.

Bunları Emrah Yücel röportajını dün gazetede görünce düşündüm. Kendisinin de babasının da hayat hikayesi ilginç. Şans faktörü sebatla birleşince olmaz diye bir şey yok. Diyarbakır'da resim öğretmenliği yapan babası, film yönetmeni oluyor ve BBC'ye giriyor mesela. Kendisi de bildiğiniz gibi ABD'de yaşıyor ve grafik sanatlarında ödülleri var. Daha popüler açıdan bakarsak Avatar posterinin tasarımcısı. Gel de kıskanma!

Bende eksik olan şey sebat. Yeteneklerimin sonuna kadar gidemeyecek kadar cesaretsiz ve sabırsızım. Oysa ne başarı örnekleri okuyoruz her gün. 40 yaşında kariyerini bırakıp, başka dallarda duayen olan insanlar bile var.

Bu aralar bir isteksizlik var. Yazamıyorum hiç bir şey. Nedir bu hal bilmiyorum. Oysa bir roman yazma konusunda istekliydim. Nasıl aşacağım bilmiyorum. Hayat akıp gidiyor, yaşlanıyorum. İnsanlar dış görünüşüme bakıyor. Hiç yaşlanmıyorsun demeleri bile rahatlatmıyor. Asıl derinlerde bir şeylerden memnuniyetsizliğim var ama deşeleyip duymaya hazır değilim. -mış gibi paymaya devam ediyorum.

22 Mart 2011 Salı

Sıkıntı

Harbiden canım sıkılıyor. Sanırım sıkıntıyı getiren maddiyat. Nasıl da başımıza iş açmayı beceriyoruz. Karamsarlık var üstümde. Kimse de bu yazıyı okumak istemez. Ama bu böyle!

21 Mart 2011 Pazartesi

Oradan buradan...

* Banu Alkan ve Nihat Doğan'ı çözemedim. Benziyorlar bazı yönlerden. Yarattıkları imajı basın da sürekli pompaladığından gerçekle yalan içiçe geçmiş sanki. Bugünkü Vatan Gazetesi'nden bir Nihat Doğan röportajı şöyle bitiyor:

- Bir film teklifi geldi ve sizin gay olmanız gerekiyor. Oynar mısınız?

ND: Oynamam.

- Al Pacino ile oynayacaksınız ama...

ND: Al Pacino gay olsun.

* SGK nihayet yüksek ücret almalarına rağmen, kayıtlarda asgari ücretli görünen şirket CEO’ları, üst düzey teknik yöneticiler, mühendis, operatör, finans müdürü gibi milyonlarca insan mercek altına alınacak. Düğmeye basıldı. Gelir adaleti derken son 50 yılda ihmal edilen bir konuya el attılar. CEO'ların geliri. Bizler gibi sabit gelirli bu kitle niye bizden çok daha üstün yaşam standardına sahip?

*Güzel bir haber daha yer alıyor bugün gazetelerde: ICANN’in verdiği karar neticesinde cinsel içerikli sitelerin alan adı .XXX olacak.Bu kararın ardından artık cinsel içerikli web siteleri, .XXX alan adı altında kullanıcıların karşısına çıkacak. Böylece .XXX altında bulunan cinsel içerikli siteler tamamen bloke edileceğinden, çocukların bu sitelere erişimi en azından teoride mümkün olmayacak. İnternet özgürlüktür ama reşit olanlar için. Reşit olmayanların yanlış bilgilere hazır olmadığı dönemde kolayca ulaşması olsa olsa haksızlıktır. Ne dersiniz?

* İFFET filmi, Gold Film’in yapımcılığını üstlendiği dizi Kanal D ekranında seyircisine ‘merhaba’ diyecek. İffet rolünde Yaprak Dökümü’nün Necla’sı Fahriye Evcen olacak. Daha önce Naz Elmas’ın adı da geçmişti ama yapımcılar Fahriye’de karar kıldı. Bence de en doğrusu yapıldı çünkü bu rol Fahriye’ye çok daha uygun. Yapımcılar şu sıralar harıl harıl Cemil rolü için arayışta. Bu arada Mehmet Aslantuğ hayranlarına da müjdeyi vereyim. Aslantuğ, İffet’te Cemil’in ağabeyi olarak çıkacak karşımıza. Ve dizi, bunu söylemek için kâhin falan olmaya da hiç gerek yok, önümüzdeki sezonun en iddialı yapımlarından biri olacak. Ben de merakla bekliyorum..

Mutlaka yorum yazın sevgili Tamagoşiler.

14 Mart 2011 Pazartesi

Magnet çöplüğü


Hormonlu Johny Depp beni mimlemiş. Nihayet fırsat buldum da çektim. Hiç bir düzenleme yapmadım. Çoğu magnet yere düşüp zaman içinde kırıldı. Bir kısmı hediye, bir kısmını kendim aldım. Haa arada su,pizza vb magnetler de var ama idare edin. Buyursun baksın Deppim. E siz de tabii...

Kimi mimleyeyim? Aynadaki Aksim'in buzdolabının üstünde ne var ki acep?

7 Mart 2011 Pazartesi

2 Mart 2011 Çarşamba

1 Mart 2011 Salı

Japonlar yapmış aabi :0


Japon elektronik eşya üreticisi Panasonic Corp'un geliştirdiği LUMIX FX77 adlı fotoğraf makinesindeki, 'güzellik rötuşu' düğmesi sayesinde dişlerinizi daha beyaz göstermeniz, cildinizdeki yarı şeffaflığı artırabilmeniz, gözlerinizin etrafındaki siyah halkalardan kurtulabilmeniz, yüzünüzü daha küçük gösterebilmeniz ve gözlerinizi daha iri hale getirebilmeniz mümkün olacak. Yeni fotoğraf makinesiyle isteyenlerin fotoğraftaki yüzlerine makyaj yaparak, yanaklarına allık, dudaklarına ruj ve gözlerine far sürmeleri artık mümkün hale geliyor.
Not: Haber doğru, resimler fake'tir.

Yassahh!

2 gecedir evden blogları açamıyorum. Ben de benim laptopta sorun var sanıyorum saf saf:)) Meğer blogspot yasaklanmış:( İyi ki okudum 2 ayrı blogta bu durumu bugün.
Özgürlüğüm elimden alındı yaw:((
İşyerinden ne hikmetse açılıyor.
Burada da youtube yasaklı. Öfff:(((