çses: Amaaan röportaj röportaj... nereye kadar? Yemişim röportajı. Kendimi geliştirmem lazım. Televizyon dünyasına geçmem, ünlü olmam lazım. Bu röportajı belgesel havasında yapmak, dereotu, dere, deve,tere gibi kavramların derinlerine inmek için, Dereotundannefretederim (DNE) rumuzlu uğurdündaryus profesör Okanitto'yu mercek altına almalıyım. Kullanırım resmen çocuu yaa, harcarım ama. Tüüü yazıklar olsun bana! Ama bi sürü faydalı buluş da deneysel çalışmalarla ortaya çıkmıyo mu? Haa... Bu röportajdan ortaya ne çıktı? Bi adama 40 gün dere dersen akıp gidiyo abi. İnanmazsanız okuyun, nası akmış gitmiş espirili sohbetimiz.
CSA- Okanittom, komserim, dereotum! Beni takip etmiyorsun ama ben seni takip ediyom, neden takip ediyo bu manyak mı diyesin diye sana röportaj teklif ediyom ki paranoyak ol. Değiştirmiim öksürtüyo dersen amenna ama kabul edersen çok eğleniceemizden emin olabilirsin, ahan da şuraya yazıyom! "ahan da"
DNE-(Gülüşmeler...)Yahu böyle de mahcup ederek başlanmaz ki :) Affettiriyim kendimi tamam da nasil bi roportaj olcak? Bak sansure zinhar karsiyim. Öyle kesip kırpıp manset yapmak yok :))
CSA-(Kesişmeler...)Ayatta yapmam ööle şeyler! Gençlik yıllarımda yapardım. Manşetli gömlek de sevmem zaten. Ne diyosun şimdi, bırak bu ayakları da onu sööle sen.
DNE-Şaka bi yana çok tesekkur ederim, kendimi bi şey sandim, Koltuklarim kabardi :)
CSA-Merak etme bişii diilsin zaten. Iyy... Geçiim mi sorulara?
DNE-Sor bakalım!Sen sonradan röportajın aralarına (gülüşmeler) felan yazarsın :)
CSA-Yazarım merak etme! (Danışıklı dövüşmeler...) Dereyi görmeden paçayı sıvar mısın? Yoksa direkt şortla mı gezersin? Diyelim dereye gireceksin ama önce dereotlarının üstünden geçeceksin. Nası yapçaaz?
DNE-Yıllardır karar veremediğim bir şey var: paça sanat için mi sıvanır yoksa toplum için mi? Neyse konu bu değil.. Bırak paçayı gerekirse her şeyi sıvarım, yeter ki dere olsun. Senaryo iyiyse yapmayacağım şey yoktur. Yani evet şortla gezerim. ayrıca durup dururken niye dereye giriyorum yea! Bak senaryo iyi olsaydı girerdim de. Ama fazla açılmazdım, boy verip çıkardım. Boy boy boy !
CSA-(Dalışmalar...) Develer diyorum sence boyunları eğri olmasalardı ne olurdu? Bööle bi afta tafra havalarda filan mı olurlardı? Yoksa bana ne mi diyorsun? De walla bence de bana ne:)
DNE- Deveye sormuşlar yokuşu mu seversin yoksa inişi mi diye. Ne dese beğenirsin? "-düz yolun suyu mu çıktı hacı" demiş. Bu nasıl tokkat gibi bir cevaptır böyle. Bu nasıl bir oyuna gelmemezliktir. Develer iyidir. Çok büyük hayvanlardır. mesela bir şeyi abarttığında ne derler "-yok deve" işte gördün mü?
CSA-(İççekmeler...)Çok büyük derken... Büyüyünce ne ölceksin? Yanlış anladın. Ne ölceksin dedim olceksin diil. Yani göbeğin büyüyünce ölceksin dese doktor, ama dereotu ye geçer dese diyorum, sen de yesen bu durumu blogunda yazacak mısın, yoksa ben öliim peşin peşin mi diyosun? (Peşin iskontomuz ve perakende satışımız vardır.)
DNE-Son günlerde hayatımda iyice belirginleşen tek şey, göbeğim. Ama siz bunu nereden biliyorsunuz anlamadım, iyi çalışmışsınız (ünlülere böyle ince sorular sorulunca bilmeze yatmıyorlar mı!)... Geçenlerde bir olay okumuştum, adamın biri çok şişmanmış da kilosunu normal tartılarda tartamıyorlarmış, doktor da "hayvanat bahçesindeki tartıda tartmamız gerekiyor" demiş. Şişko abimiz bu lafa bir alınmış bir alınmış ki sorma. Sonra sen git intihar et. Oldu mu be güzel kardeşim. Nedir bu ego? Bırak biz kimiz ki? Hayvan da olabilirdik yani. Hayvan güzeldir. İnsanız diye totomuzun kalkması anlamsız.
Ayrıca kadınlar, kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanırlar akımı bittiğinde "kadınlar, göbekli erkeklerden hoşlanır" dönemi başlayacak. O zaman görün siz beni.
CSA-Göbek marul ye istersen, hem kilo aldırmaz hem yıkamak gerekmiyo. Tereyle aran nasıl sahi? Ot sever misin? İnek misindir sen? Dersler nası sahi baba? Pasonu ödünç versene sinemaya gitçeem. Her soruya tek tek cevap isterim. Süre başladı, soru sormak yok!
DNE-Tereciye tere satma diye bir şey vardı değil mi, bence çok doğru bir söz bu. kim dediyse ağzından öpiyim onu. umarım çogzel bir kadın söylemiştir. Söylemediyse öpmem zaten.
CSA-Ben gördüm çirkindi :(((((Üzülmeler...)
DNE-Bak inek güzel hayvandır. Etinden sütünden yararlanılıyor ama olsun yapacak bir şey yok. Bu "yararlanmak" kelimesi de nasıl pis bir kelime. Adi bir pislik gibi hissettirdi. devedir, inektir gidiyoruz ama hadi hayırlısı. Ayrıca ders zamanı ders, röportaj zamanı röportaj, şimdi bırak sinemayı felan. Hem güzel film yok bu ara. aa pardon "Kosmos" geldi Reha Erdem'den, gitmek lazım. Reha Erdem çok önemli bir zat-ı möhteremdir.
CSE-Çogzel kadın dedin de... Bo Derek vardı hani, çırılçıplak ata filan binerdi... bilmiyo musun? İyi ben sööledim artık biliyosun. Nası sence erotik mi? Dii mi? Hadi yaa:(( Bana başka bi şii söyle erotik o zaman.
DNE-Bo Derek vardı evet, biliyorum. Bence "kaplumbağa terbiyecisi" resminden daha az erotizm taşıyan bir fotoğraf o... "atın üstünde silahlarını sergileyen avrat" aslında bize yakın gelmeli ama gelmemişti bana. Hem kadın ismi olarak "Bo" ergonomik değil. Ne biliyim bir Adriana olsa bir Lima olsa, çogzel olurdu..
Erotizm'e gelince, erotizm, insanın kendine yakışanı giymemesidir. Bu kadar. Bir de hep reklam giriyor erotizm'de. Yani yeni başlayanlar için erotizm tamamen reklamlardır.
CSA-Ama öyle diyorsunuz da ben de maaşımı reklamlar sayesinde alıyorum. Şimdi reklamlar: Burma bıyıklı Cemşit Dayı'nın nefis Dereotlu Poğaçasını yediniz mi?Dereotlu Poğaça! Dereotlu Poğaça! Burma bıyıklı Cemşit Dayı'dan ısrarla isteyiniz!
Röportajımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. İndim Derelerine şarkısını biliyor musun? Ben bilmiyorum. Google'a baktım o bir şarkı değil türkü dedi. Banyoda şarkı söyler misin? Nası faydası oluyor mu? Daha mı fazla arınıyor insan? Sen şarkı söylerken arkadaşların ne diyor?
DNE-Evet o türküyü biliyorum. Söyliyim mi? Neyse söylemiyim. Banyoda şarkı söylerim tabi. Anfi, mikrofon felan var bizim banyoda. Biz bu işin memuruyuz yani. Ekstralarım oluyor arada banyoda. Faydalarına gelince, ohoo saymakla bitmez. Ben banyoda şarkı söylerek zayıflamayı deniyorum mesela. Bu yeni bir tarz, ama henüz sonuç almadım.. O su sesi diğer bütün sesleri birkaç dakikalığına da olsa önlüyor ya sadece kendi sesini duyuyorsun. Süpersonik bir durum bu. İnsanın kendi kendine yalnızlığı bile güzel aslında. Kendi yolculuğu... Uzun bir yolda tek başına araba kullanmak...
O değil de Allahım nasıl güzel sesim var benim, nasıl güzel anlatamam. Sahnem de iyidir hani. İstanbul karaoke sahnelerinin önde gelenlerindenim. Bak, en ön sıranın bir arkasındayım, gördün mü sağ taraftayım, üzerimde sarı bir t-shirt var, yıldızlı.
CSA-(Dikkatlice bakmalar...) Beylik tabanca, Derebeylik zamanından mı kalmış sahi? Nedir beylik tabancanın tarihçesi? Beylik laflar kullanmadan anlatabilir misin? Tabanca kullandın mı hiç?
DNE-Galiz bir kelime gibi görünse de "beylik" o kadar da kötü bir şey değil. Bu televizyon gibi aslında. Televizyon gibi dedim. Mesela başlarda sadece birkaç evde televizyon vardı bilirsin. İşte onlar da beylik televizyonuydu. Bunun gibi beylik buzdolabı, beylik sallanan koltuk felan da vardı, ama şimdi artık herkeste var, tadı tuzu kalmadı bu işlerin. Beylik koşu bandı bile var insanın. Olmaması lazım. Bey'in ölümü gerçekleşti yani.
Yeri gelmişken, bireysel silahlanmanın yanında olduğumu söylemek istiyorum. niye yanındayım? Çünkü silahın karşısında olursam bana nişan alır, serseri kurşunlara hedef olmaktan korkarım. Bu nedenle yanındayım. yanında olduğum için de beni vuramaz, keriz.
1 kez tabanca kullandım, 1 kez de tüfenk kullandım. Büyüdüğüm çevre gereği haşır neşir oluyorum ama onu uzaktan sevmek aşkların en güzeli. hani insanlar der ya "bir kitap okudum va hayatım değişti" böyle deyince ne kadar masum, ama "bir tabanca kullandım ve hayatım değişti" deyince hoop mahkemedir hapistir. Zaten adam gibi cezalar verilmiyor, her on yılda bir af çıkarılıyor. E ne gerek var ki o zaman. Ondan sonra sürekli olarak "bu ülkedeki hukuk sistemi..." ile başlayan cümleler kurmak zorunda kalıyorum. İşime gelmediğinde de hukuktan nefret ediyorum!
CSA-Derece biliyor musun? Ben o konuda oldukça cahilim. Tek yabancı dilim var İngilizce. Latife bir yana, sen de bu tarafa geç, hah oldu! Latife'yle yakınlaşma! Derece yükseliyor. Daha sordum sayılmaz sorumu , sence mecliste kutuplaşma var mı? Kutuplar kaç derece? (Bi dakka, kutup başın oksitlenmiş)
DNE-Derece anlıyorum ama konuşamıyorum. Biraz biliyorum, yani bardan dereli bir hatun kaldıracak kadar.
Bu ülkede mescid'de bile kutuplaşma varken mecliste kutuplaşma tabi ki var ama şimdiye kadar işe yarar bir kutup görmedim. Kutup ayılarına gelesiceler. En çok neye üzülüyorum biliyor musun? Bilmiyosun tabi, sormuyosun ki habire dereydi ot'tu. Neyse ilk röportajımda polemiğe girmek istemiyorum.. En çok da o kadar boş vekilin arasında bir şeyler yapmaya çalışan, memleketi için iyiyi güzeli isteyen bir iki adamın beyhude çabalarına üzülüyorum. Bence var 1-2 kişi böyle... Siirt olaylarında hiçbir şeyden haberi olmayıp, şimdi bütün "Siirt halkı" olarak aşağılanan tertemiz insanlara üzüldüğüm gibi... Neyse. Kutuplar çok soğuk, aciip soğuk. O derece soğuk yani.
CSA-(İtişmeler...)Giderek kime benziyorsun sen? Özgün buluyor musun kendini? Sence insanlar blogunda neyini seviyorlar? Alışkanlık yapar mısın sen? Ne düşünüyorsun bu konitto?
DNE-Giderek kimseye benzemek istemiyorum ben. Mesela günün birinde benim için "Türkiye'nin Bob Marley'i" deseler veya "Türkiye'nin Lars Von Trier'i" deseler çok pis polemiğe girerim. Ne ulan bu. İlla birilerine benzetmezse ölecek hastalığı. Bunu deyince de müzikle, sinemayla ilgilendiğim felan düşünülmesin. İsimler önemli değil, kapiş?
Ama özgün de bulmuyorum kendimi. Ben tam bi totologum zaten. Totoloji bilimiyle ilgilenir misin bilmiyorum, ama önemli bir bilim dalıdır. Ben de naçizane bu bilimin önde gelenlerinden olmak istiyorum. Zaten nerde boş iş var, orda en önlerde gelirim.
Şimdi totoloji, malumun ilanı bilimidir. Bu nedenle kendimi özgün bulmuyorum. Örneğin şurdaki linkte de görüleceği üzere
"http://dereotundannefretederim.blogspot.com/search/label/totoloji" totolog olarak insanlığa bir faydam dokunsun diye uğraşıyorum ama zaten bu fayda meselesi de bilimin tüm genel kabul görmüş kurallarına aykırı, ama olsun be...Konuşurken nasıl link verdim onu da bilmiyorum (röportajın yazılı olduğu belli olmasın)
Bence insanlar blogumda kendilerini iyi hissediyorlardır. çünkü kötü yazıyorum. Ben mesela, kendimden kötü yazan birini bulsam aciip sevinirim biliyo musun! "ahaha bu ne be, ulan gerizekalıya bak, kendini bi bok sanıyo, cümlelere bak yea puahahha" diye çok eğlenirim. İşte tam bu yüzden insanlar beni okuyorlarsa eğer eğleniyorlardır. Hiçbirinden farklı bir şey söylemiyorum. Kimsenin de beni sevmesi için yazmıyorum zaten. Can sıkıntısından yazmaya çalışıyorum o kaa. Yazmayı bıraktığım gün çok mutlu bir adam oldum demek olacak.
CSA-Can sıkıntısı ortak noktamız demek:) (Çaak yapmalar...)Deremumlu Köyü nerde biliyor musun? Bana Bostancı'yı başlangıç noktası yaparak tarif versen ama o tarif sana mahsus olsa. Hatta mahsus yanlış tarif etsen:))
DNE-Deremumlu köyü efsaneye göre Olimpos dağı'nın eteklerinde konuşlanmış güzide bir köydür. Zaman tanrısı Kronos bu köyde doğmuştur. ama çok zalımlıklar yapmıştır evlatlarına. Zeus da sen misin bunu yapan diyip "dostum sen bi dakka dışarı gelir misin" diyerek babasının koluna girdiği gibi dışarı çıkarır, Midas sudan gelinceye kadar pataklar. Bunu gören anne Kronus "seni doğuracağıma taş doğursaydım" der ve zampara oğluna kızar. Zaten aile bu çocuğun çapkınlıklarından bıkmıştır. Bir sürü kadın için türlü kılıklara da giren Zeus'un götürmediği hatun kalmamış diyor köylüler. Ormanda boğa, gölde kuğu, gökyüzünde tanrı, salonda baba, yatakta da ee şey bu o değildi di mi, neyse.
Şimdi bostancı'dan tarif vermem gerekirse, sarı dolmuşlar var hani, bin onlara adımı söyle götürsünler.
CSA-Cansu Dere'nin sırtında kaç omur var saydın mı hiç? Saymadın mı? Peki bi saattir nesine bakıyodun? Bizi başka bir şeye baktığına ikna et hadi.
DNE-Valla Cansu Dere omurumda değil. Saymadım. Sevmedim de kendisini. Tipim de değil. ben daha bi böyle Banu Güven severim. cansu dere'nin arkasındaki televizya'dan Banu'ya bakıyordum ben. Allahım o negzel ses tonu öyle. Yüce rabbim özenmiş bezenmiş de yaratmış kendisini.
CSA-(Hakvermeler...) Rüyada dere görmek ne demek Okanitto? Ben dün gece rüyamda derede sörf yapıyordum, dişim çıktı, balık tuttum onlarla, horoz öttü sonra yeşil yeşil. Bu rüyayı yorumlasana.
DNE-Rüyada dere görmek bolluk berekettir. 7 gün içinde bir hayalin gerçekleşecek bence...
Sörf de ata sporumuzdur biliyorsun, bu sendeki ata topraklarına özlemi delalet ediyor. Bence hemen memleketine gitmelisin, toprağına çıplak ayakla basmalısın. Bunu yapmazsan 7 gün içinde bir hayalin gerçekleşmeyecek.
Ne oldu şimdi bir gerçekleşecek bir gerçekleşmeyecek hmmm elde var sıfır. Dur bakalım daha bitmedi rüya.
Balıklara gelince, balıklar duygusal olur, duygusal birini tutmaksa yemin ederim çok pis iireç çiikinliklere delalet eder. Duygusal tutulan balığın başını keserler. Burdan da bir hayalin gitti..
Horoz öttüyse kendi çöplüğüdür, bu ara biraz temizliğe ihtiyacın var demek bu. Bak şurda çöpleri görüyorum bak yeşil yeşiiiill, bak dibinde fincanın.. Ama gidip balığın duygusalı horozun çöpü dersen de olmaz. Biraz kendine çeki düzen ver bence. Çeki düzen verirsen 7 gün içinde bir hayalin gerçekleşir, vermezsen msn paralı olcakmış.
CSA-Kavaklıdere şaraplarını neyden yapıyorlar? Ben şarap içmem de merak ettim benim köpek niye öldü diye. Şarap içer misin sen? Şarap neyin yanında iyi gider?
DNE-Şarap içmem. sevmem daha doğrusu. ama bu dünyanın en mutlu kişilerinin şarapçılar olduğuna inanırım. babalar negzel vallahi, kafalar muhteşem. nerde akşam orda şarap... Çok imreniyorum be! İroni yapıyorsam da rakı şişesinde balık olayım.
Hem ne demiş ünlü düşünür Hayko Cepkin, "gönül isterdi balık doğsaydım, malesef unutmak elimde değil" bunun ne alakası mı var? Bence bir alakası var ama şimdi ben de göremedim. Sonra görünce söylerim.
Bu arada Hayko Cepkin iyi de, berberi kötü.
CSA-(Hay-kırmalar...)Dere boyu kavaklarla kolbastı oynadın mı hiç? Kolbastı hakkında ne düşünüyorsun? Kolbastı sence çağımızın dansı olabilir mi? Yoksa başka ayak oyunları biliyo musun? Bilmiyor musun? Bırak bu ayakları:)))
DNE-Bak ben geçen ay Trabzon'a gittim, horon teptim ama kolbastı çok çılgın yahu. Bir iki figür yapmaya kalktım ama Allah kahretsin ki videoya kaydediyorlarmış!! Ünlü olmadan önceki görüntülerim başıma bela olacak ilerde.
Bir arkadaşım beni basketbol maçına çağırmıştı zamanında, ben oynayamam basketbol felan diye geri çevirmiştim, sonra bana "evet sen ayak oyunlarını seversin" demişti(gülüşmeler). bak unutamıyorum bunu.
CSA-O kasedi temin ettik biz. Rejiden rica edelim vetereyi oynatsınlar. (Pazarlıklar...) Şimdi, gözlerini kapat ve düşün! Az gittin uz gittin deretepe düz gittin. Yıllardır kimsenin ayak basmadığı eski bir binadasın ve yerin altına doğru inen bir merdiven keşfettin.Aşağıya doğru kaç basamak indin? Derken; karanlığın içinden birinin sesini duydun. Bu kişi yavaşça ağlayıp inliyor mu ? Yoksa seninle mi konuşuyor? (Bu bir kokoloji testi)
CSA-Terk edilmiş binalar ve yer altı odaları, gömülmüş anıları ve eski psikolojik yaraları sembolize eder.
Az sayıda basamak inenler, geçmişten daha az etkilenen insanlardır. Çok basamak inenler, içlerinde derin yaralar taşırlar. Kendisiyle konuşan bir ses duyduğunu söyleyenler; eski acılarını bir madalya gibi göğüslerinde taşırlar. İnleme sesi duyduğunu söyleyenler; zor zamanlarını yalnız geçirmiş kişilerdir. (Ohalaşmalar...)
Derestik ne demektir sence? Mutlaka bir cevap istiyorum. Yenir mi içilir mi? Uzun uzadıya tarif et haydi!
DNE-Derestik insanın kendine yakışanı saçmalamasıdır. Bir nev'i bilinçli yapılmış kötü espridir. Hayata, sistemin dayatmalarına aldırmadan rüzgara işeyen bir çocuk gibi, umarsız, fütursuz... adeta. Anlaşılacağı üzere bilmiyorum.
CSA-Midereflüsü olanlar ne yapamazlar? Midereflülü biri olarak bana tavsiyen var mı? Midereflüsü hangi meslek grubunun hastalığıdır hocam?
DNE-Mide reflüsü diye bir şey yeni icat oldu hee. Yoktu eskiden böyle hastalıklar. İsmi güzel ama insanın reflü olası gelir. Hastalıklar böyledir bak. Hadi bunu itiraf edelim. Güzel isimli, ölümcül, bulaşıcı olmayan her hastalık ilgi çeker. Mesela ben küçükken gözlerimde hiçbir sorun olmamasına rağmen gözlük takmak istiyodum. clark kent çerçeveli. "dinlendirici gözlük" diye bir şey vardı. Tıpta yeri var mı bilmiyorum ama böyle bir gözlük vardı. sonra stres bilekliği vardı, kuponla gazeteler dağıtıyordu.
Mesela ben de stress kırığım olsun istiyorum. Çok play station oynamaktan olabiliyor, ben de bu nedenle sabahlara kadar oynuyorum ama hala kırık-çıkık yok :( çok mutsuzum lan sayın okur. benim de kırıklarım olsun.
Ayrıca reflü mesleksizdir. İşsizdir yani. Bi cv göndersin bana, uygun bir pozisyon olduğuna dönelim biz .
CSA- (Şarkı söyleşmeler...) "Seniin koluunuu kıııraarııım köpeeeek!" Dereotunun genleriyle oynasa da dereağacı yapsa mesela genetik mühendisleri ve dese ki Haseki Hastanesi'ndeki dereağacında sallan kadınlar başağrısı çekmeyecek...Yok saçma oldu bu soru, şunu soracaktım, dereotunun genlerini neyin genleriyle birleştirip neye şifa bulmak isterdin?
DNE-Ahahaha kadınların başağrısı çekmesi di mi! Dünyanın en büyük sorunu bu kardeşim. Her akşam aynı bahane. Buna ilaç bulunduğu zaman kimseler savaşmaz, yıllar boyu mutlu mes'ud ülkeler olarak yaşarız.
CSA-Menderes'te ne yetişir?
DNE-Menderes'te nutella yetişir diyolla. Aslında ilk orda bulunmuş ama sonra Yunanlılara kaptırmışız patenti. Ulan Karagöz'le Hacivat'ı da alacaklardı, aldılar mı aceba? Sonra baklava felan da onlarınmış güya. Abi bu yunanlılar ne acaip yea! bir kere yunan bir hatun bana yol tarifi sormuştu kabataş'ta. ben de beginner seviyesindeki ingilizcemle biz Yunanlıları çok severiz dedim. O da gayet aşşağılayıcı bir tonlamayla "really?" dedi. Ben aşşşağılayıcı ses tonunu 2 km uzaktan tanırım ulan. İşte o an din dil ırk renk gözettim ve "madafaka" diyip yanlış yol tarifi verdim.
CSA-Son soru (lan dereli soru sorcaam diye göbeem çatladı) senin Antonyo Benderes'ten neyin eksik. (Uymadı ama idare et:)))))))))))))))
DNE- Asdasdasdasd o yerden bitme heriften hiçbir eksiğim yok vallahi. (ulan sanki adamın boyu kısa olunca gerizekalı felan oluyomuş gibi yıllardır konusu açıldığında "ama çok kısa boyluymuş" demiyorlar mı!)
Bak Antonio çok iyi adammış diyolla. Yok efendim karısı çok fena hastaymış ama yıllarca hiç yanından ayrılmamış felan ("karısı aşırı sevişme hastalığına yakalanmış" dermişim, yok lan yok, bu yivrenç espri için bir elin parmaklarını geçmeyen sevgili möhterem okuyan dostlardan özür diliyorum) aay ay ay ay mi amor ay mi morena de mi coraz n
CSA-Röportaj bitti. Şimdi istiklal marşı...(Repliğini çaldım ohh çekmeler...)
DNE-Ya insan "ekmeğin fiyatı nedir" yada ne biliyim "ölümden sonra ne var" gibi bir süperstara sorulacak sorular bekliyor. Bak hiçbirini sormadın. olmuyor ama :) Son olarak sen sormadın ama ben dünyaya bir mesaj göndermek istiyorum.
CSA-Ay sanırsın Bülentdax güzeli, he buyur! (Mesaj kaygısı nereye kadar? Masaj Kaygısı gütsen de bi masaj yapsan elin kırılır sankim)
DNE-Hayat, koştura koştura yetişmeye çalıştığınız otobüsün, son anda suratınıza kapıyı kapatmasıdır.
ama siz deneyin.
tereddüt etmeyin
şikayet etmeyin
asla bahane bulmayın
"kaybeden değilsiniz.. kaybeden, kaybetmekten korkup denemeyendir. siz deneyin.. yarın çok eğlenicez ulan"
CSA- Hah! Rahatladın mı? Ne hissediyosun?
DNE- (Rahatlamalar...) Boş kaat veren öğrenci gibi hissediyorum :))
4 yorum:
Ahahahahaha Done olunca roportaj kisisi, sorulari da cani sikilan adam sorunca, negzel ne komik olmus buuu! Gulusmeler serisine de hasta oldum...
ya ama kardeşim evde çoluk çocuk okuyo, bu kadar da şeyapılmaz ki ama
iyi ki gülüşmeler yaz dedim hee
"bi de böyle çok fotolu olmuş, benim fotolarımın kaldırılmasını talep ediyorum"
bi de manşet yasaktı hani
bi de aralara girip beyanat vermişsin
ohoooo o
(Ay bu starlar da hep bööledir, hıh! Çok resimli olmuş, manşetli olmuş filan derler medyada... Resimleri çıkarsan araya adam sokarlar, yok ben sansasyon için mahsus öyle dedim diye. Hepsi aynı hepsi...)
Dereotum Okanittom talebiniz reddolmuştur. İlle de bir şey çıkarmam gerekiyorsa...
Tüh internetler kesildi, kimbilir ne diycektim:(
Dua et resimleri ben çekmedim:))))
Okanitto Derek gibi binerdin atın üstüne çırılçıplak:)
Canısıkılan Medyası bööle hacı, baştan yutmıycektin vaadleri.
Yorum Gönder