19 Mart 2010 Cuma

Coachbear'la Sansürsüz Röportaj

X-coach'ı bilirsiniz, dobra ve sansürsüz yazar. Dilediğince çemkirir. (Gerçi epeydir sessiz. Biriktiriyormuş. Ne demekse..) İstanbul'a geldiğinde buluşup bir güzel gezmiştik. Dedım şu çocii bi deşeliim. Bundan iyi malzeme çıkar. Yüzümü kızartmadı. Hatta benim ki kızardı:)) Ben sorularımı yaratıcı ve orotik sanırdım. Anam meğer 40 yıldır bu soruları beklermiş. Aç kurtlar gibi atladı sorularımın üstüne. Teybi masaya koyduk başladık röportaja:P

-X-coach'u her gördüğümde aklıma iskoç eteği geliyor. Coachum sana ne verseler iskoç eteği(kilt) giyersin? (bi çokokrem versem... versem... versem....) Eteğin altına ne giyersin? Etek kareli mi olacak?

Bana kilt veya en basitinden basit bir hizmetçi eteği giydirebilmen için Fransa vatandaşlarında olan nüfus kağıtlarından bir tane vermen gerekiyor; olmadı Avrupa’da serbest dolaşım yapabileceğim bir vize ve çalışma izni… Oldu, bunları bana sağladınız, kilt’i giydim; tek derdim içine ne giyeceğim olsun. Dolabımda özel geceler için sakladığım mavi ve üzeri lacivert çizgili (yalan ayol, caaartt bir pembenin üzerine fosfor yeşili bir string) tight-boxer şortumu giyerim herhalde. Ayrıca kendime seçtiğim beşinci rumuzumu yadırgama; çok uzaklara gitme. Bir ağır vasıta tekerleği markası. Bende bir nevi ağır vasıta sayılırım (bazıları damperli kamyon diyor).

-Otobüsle ilgili bi küçüklük anın(!) mı var? Nedir bu saplantı? :))) Otobüsü yatağa atmak zor olsa gerek? Bir otobüsün neresine bakarsın öncelikle? Senden başka otobüsmania var mı?

Hep vardılar. Kendileriyle tek anım karanlık bir yol gecesinde 53-54 numaralı koltuktaki cinsel aktivitemdir, gerisi fasa fiso. “Büyük” seviyorum tamam mı, ne yani kamyonlarla mı yatayım? Hatta TIR’la filan. Otobüsle tabii ki yatağa girmedim, otobüsün içinde girdim. Yatağa tabii (aklınıza ne geldi sizin?). Birde bir otobüsçüyle bir otobüsün içinde girişmek isterim ki o şu anki sorunun kapsamı dışında kalan bir konu :).

-Aşkın gözü kör, kulağı sağır mı? İktidarı yerinde mi? Yokladın mı?

Aşk bana bir kere yarım, bir kere de tam olarak uğradı. İlkinin nasıl olduğunu bilmiyorum, görmedim çünkü, çok çocuktum biliyor musun (nasıl da yalan; 20 yaş küçük mü? Küçül de cebime gir). İkincisinin gözü pek kör sayılmazdı, bağlı da değildi, fırsatları değerlendirdi. Kulakları iyi duymazdı pek, sadece fısıldardım ben ona (mendil). İktidarda mı değil mi pek farkına varamadım. Işıklar kapalıydı.

-Dizi izler misin? Otobüsler Vadisi ya da Otobüs Dökümü çevrilse izler miydin? Ya Otobüs Şoförüyle İzdivaç çekilse?

Pek tarzım değil dizi-mizi şekerim. İnternetten ediniyorum dizilerimi. Rapidshare’in fanı oldum diyebiliriz. İzdivaç programlarına çıkan erkeklere (tabii beni enterese eden bireylerden bahsediyorum burada) üzülüyorum. Yazık ediyorlar kendilerine. Bana gelip sorgusuz-sualsiz, sınırsız ve doyumsuz-şey, duygulu- bir aşkı yaşamak varken gidiyorlar pörsük kadınlarla (izin verirsen karılar demek istiyorum artık) izdivaç ediyorlarJ. Anladığım kadarıyla bir çoğu zaten unu eleyip eleği duvara asmışlar. Çok güzel yemek yaparım, temizlikte üstüme yoktur (altıma vardır), vazifelerimi yerine getiririm ama işte… E o eleği duvardan indirtmeli, öyle değil mi? Sen de bir şeyler söyle. (Haklısın kem küm eberek güberek diyorum burada)Otobüs Vadisi’de ne ola ki? Silikon Vadisi gibi bir şey mi? Sex and The Coach isimli bir film çekilip seninle ben başrol oynamadan sanmıyorum ki televizyon izlemeye yeniden döneyim…

-Bear mısın , Bearsever misin? Seray Sever'i seviyo musun? Bearseverlik update edilebiliyor mu? Bir üst aşaması ne?

Bearmışım, iki sene önce aynı şehirde yaşadığım bir kadınsıdan öğrendim. Bazılarımız ise farklı yönlere çekiyorlar, chubbysin sen filan diye ezmeye kalkıyorlar. Çok bi önemi yok yalnız olduktan sonra. Biyırlar dışarıdan daha bir erkek görünseler de ortalıkta dolananların bir çoğu Sevda Demirel’den daha dişi olduğu için bLover miyim, değil miyim? Ben neyim? Modundayım. Pek fark etmiyor benim için, (nasıl klişe(!)) insan olsun yeter. lol. Ama bu ≠ “Ne olursan ol gel! by Mevlana”. Bir üst aşamasının fenafillah olmadığı kesin (burada bir açıklama girmeyi uygun gördüm: dünya işlerinden: koliden, seksten, dedikodudan, bar hayatından, kevaşelik ve kunbulelikten elini eteğini çekmişlik). Benim gözlemlediğim bazı ayılarda, “aştıktan” sonra aşırı kadınsılık kendisini gösteriyor (Tanrım! Tahtaya tık tık!), dedikodu mekanizması alıyor başını yürüyor, turist parası yemeye meyillilik artıyor, ego ve buna bağlı olarak kendini beğenmişlik katsayısı büyürken balonun çeperleri biraz daha kalınlaşıyor, popo seviyesi Empire State binasını kuşbakışı görüyor filan fıstık. (Tatil-matil bişey sor bana! İçim şişti!)

-Tatile giderken teknolojiden kopar mısın? Ne koyarsın o bavula? Sırt çantan var mı? Neler var her gün gezdirdiğin sırtçantanda? Resmini çek hatta:))

Beni direk tatile çıkardın yalnız. İlk önce sor bakalım bir tatile çıkabiliyor musun? Çıkıyorum tabii. Birkaç senedir laptopum ve içindeki erkek fotoğrafları arşivimden vazgeçemiyorum, cep telefonum (kamerası yan tarafta olanlardan bir tane edindim, yanımda uzananı daha rahat fotoğraflayabilmek için), mp3 playerim (sahilde slip mayomla koşarken göbeğimin köşesine iliştiriyorum, merak edenler görmek için peşimden koşmaya başlıyor) falan. Bavula gelince, kesinlikle tatil hazırlıklarım altı ay öncesinden başlar. Hangi tişörtlerimi götürmeliyim, kaç slip mayo koymalıyım, bunlardan hangisi ıslanınca içini daha fazla belli eder, meyvalı prezervatifler hazır mı, cep ve çanta boy kayganlaştırıcılar stoklandı mı, kaç keten pantolon konacak, olurda birisiyle tanışırsam nasıl davranmamı gerektirecek küçük notlar yazıldı mı ve tabii en önemlisi yaklaşık beş senedir her tatil başında aldığım ama ertesi kış anca kapağını açtığım güzel tatil günlükleri vazgeçilmezlerim arasında.

Sırt çantamda pek fazla bir şeyim yok (Siz Minik’le ortak mı çalışıyorsunuz ne, o da aynı konuda bir mim yarattıydı geçenlerde). 17 inç bir laptop, fotoğraf makinesi, prezervatifler, el kremi, cüzdan, anahtar, telefon (2 adet), yedek bir boxer (string), bir çift çorap, oyuncak bir ayı, bol miktarda kalem, bir ajanda (hala arıyorum bu arada o kırmızı kaplı ajandayı), klasör, test kitapları ve tabii ki güneş gözlükleri (2 adet).

-Çok paran olsa ne yaparsın? Sırayla yaz bakalım beğenirsek veririz belki para:)))

· Koca bir tekne alır içini bear doldururum ve yağlı güreş organizasyonları düzenlerim (çıplak). Gelebilirsin, çok samimi söylüyorum.

· Sana istifayı bastırtır bir grup kafa dengi arkadaşla Avrupa seyahati hediye ederim (sonrasından bana ne?).

· (Hevesimi aldığımda nereme sokacaksam) Bir otobüs alır kullanırım (Ha! Çok zengindim di mi? Fakir bloggerlere veririm, çalıştırsınlar para kazansınlar zavallılar).

· Blogspot altyapısını satın alıp hepinizin blogunda kendi reklamımı yaparım.

· Kendime 40 yaşında bir metre (!) tutarım (kır saçlı, göbekli ve yeşil gözlü).

-Estetiğe karşı mısın? Estetik demişken, fotoğrafçılık da var sende ya, neyi estetik bulur da çekersin?

Sen bana estetik değilsin mi demek istedin şimdi? Estetiğe karşı olsam sanat için soyunur muydum sence? Kendi blogumun görsel materyalini kendim hazırlıyorum. Bunun içine bazı postlara eklediğim fotoğraflar ve genel tasarım görselleri de dahil. Tanrı vergisi, ne yaparsın. Yetenek işte…

Öyle “Hærşeyi çekiyorağm” demeyeceğim sana. Erkek bedenine karşı özel bir ilgim var, erkek bedeninin günlük hayatta çok sık görünmeyen yerleri ile ilgileniyorum. Onun dışında (hahah). Biraz ondan, biraz bundan. (Yeri gelmişken beş tane fotoğraf albümüm var, altıncısı yolda). Şu sıralar ayrıca erkeklerin çok özel anlarını fotoğraflamayı istiyorum. Şurda bizbizeyiz diye ayrıntı veriyorum, tuvalette çiş yaparken, boşalmak üzereyken, boşalırken ve karşısında birileri seks yaparken. Gibi.

-Neye tahammülün yok?

“Klasik olacak ama yalana, dolana filan” dememi bekleme benden. Israrı sevmiyorum, istemiyorsan istemiyorumdur, sevmiyorsam sevmiyorumdur. Varsa var, yoksa yoktur. Görüşüyorsam görüşüyor, görüşmüyorsam da görüşmüyorumdur. Pek doluyum bu konuda.

-Türkpop'unda Hande mi yener, Murat mı Bozar, Demet mi akar, Sertap mı erer? Candan Erçetin, çetinceviz de diğerlerini ezer mi yoksa?

Handeciğimi tek geçerim (altıma doğru, çakma elektronika karı – sakın bu söylediklerim Hande’ciğime gitmesin, pek severim kendisini), Murat Boz’ denilen katırı dinlemedim hiç, hangi şarkıyı söyler o? Beni bozamaz, en azından yeltenemez bile. Sertab “neresi yören” diye bitirdiği o şarkıyı söyledikten sonra Facebook hesabımdan, Twitter’imden ve cep telefonumdan kendisini sildirdi, unuttum gitti, o kim? Candan’ı pek severim, kendisini biraz daha az tekrarlamalı ve yeni bir şeyler üretmeli (bütün şarkılarını ezbere bilen ve günün 23.5 saati; geriye kadan 0.5 saat WC ve ihtiyaç molası, şarkılarını dinleyen ben değilim sanki).

-Pisboğaz mısın boşboğaz mısın? 40 katır mı 40 satır mı? Katrana mı bulayayım karamele mi?

Pisboğaz olmayı boşboğaz olmaya tercih ederim (sen bu soruyu o gün Beyazıt’ta yediğim 4. Döneri gördüğünde gözlerin patladığı için sordun değil mi? Çok bozulurum vallahi öyleyse?). Boşboğazlık ayrı bir şey. Partner adayıma yanımda sulananları mı ararsın, arkamdan “a’ymiş, p’ymiş” diye dedikodu çıkaran 100+ kiloluk doğan görünümlü serçeler - pardon, erkek görünümlü kadınlar- mı dersin. Ah bu gözler neler gördü... Buradan yola çıkarak 40 satır demek istiyorum bæn. Mümkünse katrana filan boyama, hiç yaratıcı değilsin, (katran ne ya? Ben bilmez katran-matran) havyar filan desen anlarım. İkisi de kara. “Karamel’e bıla beni, dırmala beni-gaşı beni/ Çayıra garşı yatır beni, karamele bandır beni).

-Penis nedir, kaça ayrılır? Bir penisi uyurken görsen naparsın?

Ben genel olarak üçe ayırıyorum. Taş gibi olanlar (genelde bir seferden fazla görüşemiyoruz), arada sırada yüzünü gösterenler (çok sık olmasa da arada buluşuyoruz) ve tamamen puding kıvamında olanlar(kesinlikle tarzım değil. Ben kaçtıkça onlar kovalıyor). Uyuyan penis uyandırılmalı, doyurulmalı ve tekrar uyutulmalıdır. Bu genel bir kural olsun bundan böyle.

-Pubizm nedir? Bilmiyo musun? Çok ayıp! Bilmiyosan da ne olabilir bize açıkla bakalım.

Kıl fetişi gibi bir şey olabilir mi? Ya da cam şişelerle “playing”? Yok yok, kesin vinil fetişinin bir remix versiyonu.

Noktalı yerleri doldurun kısmı:

Ben küçükken öyle sıska idim ki, herkes çiroz balığı derdi (Bademciklerimi aldım, aldırış o aldırış. Geri taktırmayı düşünüyorum).

Ben açık ekmek biftekten nefret ediyorum çünkü çok yağlı. Kiloma dikkat etmeliyim.

Ben en çok dolmuşta daha çok yakışıklı görmek istiyorum çünkü içimin yağları eriyor. Bir nevi iç hesaplaşma.

Çoktan seçmeli


İmkanım olsa şunlardan birini beslerdim:

a)kedi b)köpek c)suaygırı d)panda e)uğurböceği

İmkanım olsa şununla tanışmak isterdim:

a)RTErdoğan b)F.Özpetek c)K.Karamel d)T.Seleck e)Tarkan

(Seninle tanıştık ya zaten? C’yi direk eliyorum. )

İmkanım olsa şunu yapardım:

a)kendime güveçte türlü b)Mahsun'a doğru dürüst bi türkü c)Madonna'ya vokal d)Mercedes'e web dizaynı e)Kellere ilaç

Yoktan seçmeli:


Aşağıdaki cevaplara uygun soru yazın:

1-orgazm : Vücudunuzun unuttuğu bir tepkiyi yazınız.

2-tahrik olurum: Karşında lacivert takım elbiseli, beyaz gömlekli (atleti beyaz gömleğinin içinden görünüyor), gıcır gıcır ayakabılı biri var ve sana samimi olarak gülümsüyor. Hatta göz kırptı. Ne hissedersin?

3-tahriş ediyor: Geçen ay Adese’deki ucuzluktan aldığın renkli prezervatifleri kullanabiliyor musun?

Doğru yanlış soruların:

Oral seks yapmak yapılmasından daha zevklidir D Y (aaa. Ne bu böyle ayol, hep iki ucu karamel şekerli değnek soruları?)

Gay-Uzaylılar vardır nah şuraya yazıyorum D Y

Kadir İnanır gaydir dersem beni dövebilir. D Y

-Son olarak tüm genç kızlara ibret olsun diye ne söylemek istersin?


Evlenmeden önce vermeyin. Verecekseniz de korunun. Dünyanın binbir türlü hali var; bel soğukluğu var, frengisi var, frijiti var, HIV’i var, AIDS’i var. Bir de beğenmediğinize vermeyin, yol geçen hanı mısınız?

Coachum balım peteğim. Tırstım ben. Hafiften kaçiim:))

11 yorum:

The King dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
victor's secret dedi ki...

king, erman toroğlu musun?..

The King dedi ki...

XCoach, hürmete değer bir arkadaş. Kendiyle dalga geçebilen bir blogdaş. Ki defalarca belirttim çok severim böylesi sıradışı karakterleri.

Karamelin giderek artan üretkenliği karşısında denilebilecek hiçbir şey yok. Sorular iyi, espriler kıvamında.

Her ikinizi de tebrik ederim arkadaşlar.

coachbear dedi ki...

ilkinde ne yazmıştın king?
ve neden sildin :)
teşekkür ederim :) bir sabah uyanıp karamelin benimle röportaj yapması gerektiğine karar verdim :) olayı abartalım biraz dedik :)))))
beğendiğinize sevindim :)

gençbiranne dedi ki...

şimdi vaktim yok ama akşam yazıyı detayları ile okuyacağım:)))
bende röportaj wermek istiyorum eheheheee:))))

kremkaramel dedi ki...

Röportajlarınız itinayla alınır. Mandal veya naylon terlik veririm kaşılığında ona göre. Bana bir mail gönderki irtibata geçelim.

gençbiranne dedi ki...

ahahaha:))))
istemem ayol terlik felan.
ama sorular evli barklı çoluk çocuklu bir hatuna göre hazırlanmalı:)))
ama coach'un penis hakkındaki yorumuna koptum.hemfikiriz bu konuda ahahaha:)))

gençbiranne dedi ki...

mail adresin nedir bu arada??
bakındım göremedim sayfanda:)

kremkaramel dedi ki...

Var annem profil sayfamda
kremkaramel@gmail.com

gençbiranne dedi ki...

warolabilir ama bilmediğin bişi benim bakar kör olmam:)))
en güzel uzvum gözlerim benim ama ne yazık ki işlevini tam olarak yerine getiremiyor:)

gençbiranne dedi ki...

warolabilir ama bilmediğin bişi benim bakar kör olmam:)))
en güzel uzvum gözlerim benim ama ne yazık ki işlevini tam olarak yerine getiremiyor:)