24 Ekim 2009 Cumartesi

yıldızlı pekiyi

*yine cumartesi yine işteyim -size ne di mi?- içimden çalışmak gelmediği için çalıştığım da söylenemez ama çalışmazsam bu işler nasıl bitecek?

*kişisel bir blogta insan saçmalama veya mahremiyet özgürlüğünü elinde tutunca apışıp kalıyormuş yaa onu anladım ne anlatmal derdi aslında ağır bir sorumluluk

*ne dinlemek istersiniz? pehlivan tefrikası gibi seviştiğim insanları anlatsam olmaz, kürt açılımı sizi gerer, yüzeysel yorumlar yapsam samimiyeti olmaz sonuçta yine küçük dertlerimize dönüyoruz gündelik sıkıntılarımıza ve herkes gibi onları serpiyoruz ortalığa ama ne oluyor biliyor musunuz birileri -ama mutlaka birilieri- birebir aynı sorunları yaşamasa da yalnız olmadığını görecek senin o sorunu altetmenden belki sorun çıkaracak ya da sana çözüm üretirken kendi derdini unutacak

*bugün yıldızlı pekiyilerle doldurdum blogumu ama işin garibi son günlerde okunma oranlarım düştü insan okunmak istiyor yaw

*okumak dedim de... sizi kandırdım Kanatsız Kuşlar'ı okuyacağım deyip Erasmus'un Deliliğe Özgü'sünü okudum biliyorum ayıp ettim ama bi kitabı daha aradan çıkardım fena mı?

*peki ben bu yıldızlı pekiyileri niye verdim?

(arkaplanı sıkıldıkça değiştireceğim ne demiştik bu blogta en büyük kural kuralsızlık)

Hiç yorum yok: