10 Kasım 2010 Çarşamba

Bir dakikalık saygı duruşu

Anneler ya da babalar gününü kimin önerdiğini biliyoruz ama "bir dakikalık saygı duruşu" fikri acaba kimden çıktı? O kadar anlamlı ve ince bir fikir ki... Beraberce niye böyle olduğunu düşünelim haydi!

"İnsanın vicdanıyla, geçmişiyle hesaplaşabileceği en uzun süre". Askere gidenler, kendisiyle başbaşa, konuşmadan ve esas duruşunu bozmadan dimdik duranlar ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır. Susarak, bilerek ve isteyerek tüm eylemlerinden vazgeçip, bugünler için, bizler için özgürlüklerinden -hatta belki yaşam haklarından- vazgeçenlerin yüceliklerini düşünüp takdir etmek... Empati yaparak, konsantre olarak, düşünce gücüyle ebediyete göçmüş ruhlara dokunduğumuz, eğer günlük hayatımızın koşuşturmasını aklımızdan kovabilmişsek duygulandığımız anlar...

Bu soylu eylem, aslında gecikmiş bir teşekkürdür. Ya da ölümsüzleştirmedir. Abartıya kaçmadan kahramanlaştırma, -belki de sağlığında görmediği ama- hakettiği saygıyı taksit taksit iade etmektir. Ve tamamen insani bir olaydır. Hiç bir hayvanı 1 dakika kendi isteğiyle kımıldamadan tutamazsınız. O yüzden insan olarak yapabileceğimiz en basit ama tamamen soylu bir eylemdir.

Saygı duruşu konusunu özellikle Atatürk'le sınırlamıyorum. Gelecek için kendi özgürlüklerinden vazgeçen herkese dair olsun istedim.

2 yorum:

Aslısın dedi ki...

Bugün, duruş anında aynı şeyi düşündüm. Bir şekilde başka bir hareket yapmadan, konuşmadan beklemek; ciddi bir "durma" hali. Bir nevi meditasyon gibi geliyor bana aslında.

bad-ı saba dedi ki...

bu şekilde düşünmemiştim.bana hep mantıksız gelmişti ama bu noktadan çok şey anlam ifade etti.teşekkürler bunun için sevgili karamel