20 Nisan 2010 Salı

NO HİMSELF YES MİMSELF

-Siz hiç işe gelirken komşu bahçeden bir dal ıhlamur veya iğde çiçeği çalıp, çay bardağınıza ısladınız mı? En alengirli işinizin ortasında bahar yeli hafiften getirdi mi kokusunu o çiçeğin? Gittiniz mi çocukluğa açılan kapının eşiğine?

-Hayıt tohumu doldurdunuz mu ceplerinize sonbaharda? Getirip koydunuz mu masanızdaki ataç kutusuna? Ataç alırken gittiniz mi Ege'nin Akdeniz'in yamaçlarına?

-Kolanıza helva atıp da çocuklar gibi içtiniz mi köpüğünü? Ya da leblebi doldurup her yudumda bir leplebi çiğnediniz mi?

-Dalından erik, üzüm yada çiçek koparanınız elbet vardır da ikiz meyva koparıp, 3 gün seyredip de yediniz mi özel olduğunuzu hissederek?

-Yabancı bir şehirde takıldı mı hiç memleketinizin plakası gözünüze? Sesten hızlı gidip döndünüz mü "bizim ellere"?

-Radyodan bir şarkı istediniz mi hiç? Yabancı ağızlardan ağdalana ağdalana söylendi mi adınız? İstediğiniz şarkıya ağladınız mı?

-Isırgan çullaması yaptı mı anneniz, anneanneniz? Sabırsızca beklediniz mi fırının başında? Pekmeze batıra batıra yediniz mi ağzınız yanarak?

2 yorum:

B. dedi ki...

Biz zavallı apartman çocukları..

Isırgan çullaması, dalından meyve koparmak, hayıt tohumu, hiçbirini çocukluğumuzdan bilmeyiz, meraklıları sonradan araştırır, görünce sorar öğrenir. Yazın tatile mi gittik, orda ne gördüysek o. Ezim ezim eziliyorum bu doğa temelli siz hiç yaptınız mılara.

İkiz meyveler diyince, pazardan alıp getirdiklerinde, "aa bunlar kardeşmiş" diyip çok sevinirdik. Ben kardeş oldukları için yemek istemezdim, ayırmayalım diye.

kremkaramel dedi ki...

Berna, ben insanlara günlük hayatta atladıkları detayları parlatırken birisi yazımı sıkıcı bulmuş. İnsan olarak farklılıklarımız burada işte. Öyleleri de lazım bizim gibiler de:)